Gözlerimi kapattım. İşte derin bir nefes.Yepyeni bir an
yaşanmayı bekliyor. Her şeyin bir saniye öncesiyle aynı olduğunu kim iddia
edebilir ki. Anlar dakikaları günleri, günler seni çevreni ve sonunda tüm
evreni değiştiriyor. Bilinçli yahut bilinçsiz her şey eskinin pasından kurtulma
derdinde. Bir yerlerde yılan ırkının tamamı eski derilerinden kurtulmak üzere.
Öyle bir hal ki tüm bu hareketin ortasında referans
noktası ilan edilmişsin gibi. Değişememek laneti bu olsa gerek. Yahut bir tür kabullenemeyiş,
seni sen yapan her şeyin eskide olduğuna aldanış. Adına ne demek isterseniz.
Başlarda sokakta eski bir aile dostuna rastlarsın
çenenden okşayıp hiç değişmediğine dair peş peşe cümleler sıralanır sadece birazcık
büyümüşsündür -ki oda karşı konulamayan biyolojik gelişimedir-. Seneler geçer
ama birileri hep aynı kaldığını hatırlatır durur. Başlarda kulağa hoş gelir sonuçta
kendin kalabilmek gibi afilli sözcükler edilmiyor mu hal için ama sonra
herkesin değişen dünyaya uyumlu varlıklar haline geldiğine şahit olmuşsundur.
Senin kendi yerini koruman ilelebet aynı pozisyonda kalacağının güvencesini
veremez. Çünkü ayaklarının altında dönüp duran şey Dünya’nın ta kendisidir.
Kendi özünden kendi köklerinden yeni bir gövde üretebilmenin
sancılı süreci hakkında pek de bilgi sahibi olduğun söylenemez. Ama farklı
derelerin suları sularken artık seni alıştığın sulara bakmaktan boynu bükülmüş
bir dal olmayı hak etmiyorsun.
Bazen tüm varlıkların bir an için ölüm haline geçtiklerini düşünüyorum. O an orada bir heykel gibi kalacaklar. Dünya dönmeyecek, sıcaklık değişmeyecek... Zaman denilen farklılaşma nasıl algılanabilecek?
YanıtlaSilBir insan hiç değişmese, ağaçlar büyümese, rüzgar esmese kısacası her şey bir resim gibi donup kalsa, zaman kavramıyla neyi kastedecektik?
Hamiş:
Tesadüfi bir şekilde denk geldim. Eh seni görünce de es geçemedim. Bol sevgiler saygılar. Eski dostun Mehmet.